21 Mayıs 2012 Pazartesi

MELENDİZ DAĞLARI


MELENDİZ DAĞI:
melendiz dağı niğde ili merkezini kuzeybatıdan çevrelemekte ve merkez ilçe ile çiftlik, altunhisar, bor ilçe sınırlarının kavuşma sahasını oluşturmaktadır. güneydeki niğde-bor düzlükleri ile kuzeydeki çiftlik (melendiz) ovası arasında kuş uçuşu yaklaşık 24 km.’yi bulan bir volkanik yayılışa sahiptir. batıya doğru uzantısı olan keçiboyduran dağı (2727 m.) ve kuzeye doğru uzantısı olan göllüdağ volkanik ünitesi (2172 m.) ile beraber dikkate alındığında, iç anadolu bölgesi’nin en geniş yayılışa sahip volkanik ünitesi olduğu söylenebilir.
melendiz dağı kütlesi, akdeniz üzerinden gülek boğazı koridoru boyunca sokulan nemli hava kütlelerini karşılamakta ve il merkezi ile altunhisar, bor, çiftlik ilçesi civarına orografik yağışların düşmesine sebep olmaktadır. özellikle çiftlik ilçesi, melendiz dağı yükseltileri arasında bulunması nedeniyle, bu orografik yağışlardan daha çok etkilenmekte ve çevresindeki geniş ovalık alanlara göre daha yağışlı ve serin bir mikroklimaya sahip olmaktadır.
melendiz dağı, çevredeki kırsal nüfusun yoğun yaylacılık faaliyetine sahne olmasıyla niğde’nin sosyo-ekonomik hayatında önemli bir yer edinmiştir. mayıs ayı sonuna kadar eriyen kar sularının beslediği yer üstü ve yer altı su kaynaklarının yanında, derin vadileri içinde oluşturulmuş baraj göletleri (gebere, murtaza, azatlı vs.) ile de niğde’nin doğal su deposu durumundadır. benzersiz mera ekosistemine sahip ketençimen ve çiçeklibel gibi yaylaları, ıhlara vadisi’nin bir benzeri olan gebere vadisi, göllüdağ, narlıgöl ve bozköy krater gölleri, yine göllüdağ krateri üzerindeki hitit harabeleri ile oldukça zengin bir eko-turizm potansiyeline sahiptir.












MENTEŞE DAĞLARI

 MENTEŞE DAĞLARI:
Menteşe dağları ülkemizin güneybatısında bodrum yarımadasının gerisinde, kıyıya paralel bir şekilde kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu olarak uzanan dağlardır dış sırada "batı menteşe dağları", iç sırada ise "doğu menteşe dağları" vardır ikisinin arasında da muğla ili merkezi yer alır
menderes masifinin dom şeklinde yükselmesi sonucunda çevresinde ışınsal uzanışlı depresyonların oluşmasıyla belirmiş olup; büyük menderes vadisi ile gökova körfezi arasında uzun çukurluklar ile ayrılmış ilbir dağı (1083 m ) batı ve doğu menteşe dağları yer alır batı menteşe dağları; kb da menteşe platosunun akarsularla çok parçalanmış bir bölümü ile başlar burada yükselti ortalama 500 - 600 m kadardır bafa gölü doğusunda plato yüzeyinden birdenbire yükselen dağların yükseltisi 1000 m yi aşar milas -yatağan arasında ise b - d doğrultulu dağ kütlelerinin yükseltisi aksivri tepede 1376 m , bencik dağı'nda 1396 m dir batı menteşe dağlarının güneydoğu ucu menteşe platosunun kalkerler üzerinde uzanan, yükselerek plato-dağ özelliği almış bölümlerine bağlanır burada yüzeyi ortalama 1200-1300 m yükseltideki marçalı dağı (kavak dağı 1370 m) yörenin tipik plato - dağlarındandır gökova körfezinin hemen kuzeyinde plato karakteri daha belirgin olup, yükselti ortalama 700 - 800 m , doruklarda 1000 m dir doğu menteşe dağları da kuzeyde menteşe platosu üzerinden başlar ancak yatağan-kavaklıdere arasında yükseltisi azalır ve platoya geçilir fakat gd da yeniden yükselerek oyuklu dağında 1892 m ye ulaşır burası menteşe yöresinin en yüksek yeridir muğla doğusundaki arazide menteşe platosunun faylarla parçalanıp bloklar halinde yükselmiş bölümlerinden oluşan dağlar yer tutar burada doruklar 1400 - 1600 m yükseltilere kadar çıkar güneye doğru yükselti giderek azalır ve 600 - 700 m yükseltilerdeki plato yüzeyine geçilir yatağan - turgut depresyonunun kuzeyinde bu iki dağlık kuşak birbirine yaklaşır ve burada yer alan gökbel dağı ise 1422 m yükseltidedir .







MUNZUR DAĞLARI

MUNZUR DAĞLARI:
Munzur Dağları Yukarı Fırat bölgesinde, Doğu Anadolu bölgesinin batısında yer alır. Torosların uzantısı olup kalkerli, dişli kütledir. Yerleşim olarak Tunceli ile Erzincan arasındaki platoda 130 km uzunlukta batıdan doğuya Avcı Dağları'na uzanır. Yüksekliği 3300 m'yi geçer. Yaşı 5 milyon yıldır. Üzerinde buzul gölleri, meşe ormanları, yabani türde çeşitli hayvanlar, sayısız bitki ve çiçek türleri, akarsular, dereler, yaylalar, alabalık gölleri bulunmaktadır.
En yüksek yeri 3463 m. ile Akbaba Tepesi'dir. Dorukları Biçare dağı, Ziyarettepe, Kutlular, Gültepe, Haramitepe, Kuştepe, Gediktepe'dir. Munzur vadileri güneye Ovacık'a iner ve Pülümür vadisiyle birleşir. Munzur nehri Murad ırmağıyla şelaleler oluşturarak birleşir. Munzur Vadisi Milli Parkı 1971'de kurulmuş 42.000 hektarlık bir yeryüzü doğal parkıdır. Dağları çevreleyen ilçeler güneyde Çemişgezek, Ovacık, batıda Kemaliye, doğuda Pülümür, kuzeyde Kemah'tır. Tırmanış geçitleri arasında Munzur ve Kemah geçitleri önemlidir. Köy yolları Sabırlı, Subaşı, Yeşilyayla, Cevizlik, Yeşilyazı, Paşadüzü, Kurutepe köyleriyle güneyden Kılıçkaya, Yaylabaşı, Çubuklu, Çakırlar, Dereköy, Kapıkaya, Doğanköy ile kuzeyden Munzur sıradağlarını çevirir.






























SAMANLI DAĞLARI

SAMANLI DAĞLARI:
Samanlı Dağları Marmara Bölgesi'nde kuzeyde İzmit Körfezi, güneyde İznik Gölü ve Gemlik Körfezi'yle sınırlanan yörede, batıda Bozburun, doğuda Sakarya Nehri'nin Geyve Boğazı arasında yer alan dağlara verilen ad.
Samanlı Dağları, doğuda Bolu Dağları'ndan (Alpsofu Dağı, Keremali Dağı) Geyve Boğazı yarıntısıyla ayrılır. En çok yüksekliği bu kesimde (Gökdağ kesimi) Sapanca, güneybatısında Keltepe 1.601 m'ye varır. kartepe 1.699 m yüksekliği ile en yüksek tepesidir. Batı'ya doğru yükselti azalır. Gölcük-İznik arasında Naldöken Tepesi'nin yüksekliği 1.330 m'dir.
Daha batıda iki yerde dağların ekseni alçalır. Birincisinden (Yalakdere Havzası) Karamürsel-İznik, ikincisinden de Yalova-Orhangazi yolları geçer. Daha batıda, dağlık eksen Dumanlıtepe(870 m)doruklarını taşır ve Armutlu Yarımadası'nda sona ermeden önce Taz Dağı'nda 922 m'ye ulaşır.
Ekseni genellikle birinci zaman kayaçlarından oluşmuş olan Samanlı Dağları, maki ve orman örtüsüyle kaplıdır. Ormanlı kesimlerde geçen yüzyıllarda yerleştirilmiş göçmenlerin köylerine rastlanır. Bu kesim az nüfusludur. Buna karşılık, dağların eteklerinde zeytinlikler ve meyve bahçeleri arasında sıralanan daha büyük yerleşim yerlerine (Kuzeyde Gölcük, Değirmendere, Karamürsel, Yalova, güneyde Armutlu, Orhangazi, İznik, Gemlik) rastlanır.
























20 Mayıs 2012 Pazar

PALANDÖKEN DAĞI

PALANDÖKEN DAĞI:
Palandöken Dağı  Erzurum'da bulunan, 4271 metre rakımlı, tektonik bir dağdır. Sadece Palandöken'e özgü bir çiçek olan Palandökenensis Mayıs ayında bulunabilmektedir. Başköy mevkiinde bir kayak merkezi bulunur.
Adı palan (eşek semeri) ile döken kelimelerinden kuruludur. Eşeğin palanına vurulan heybelerin dağın dik yollarında devrilmesine kinayedir.
Erzurum şehrinin 10 km kadar güneyinde bulunan zirvesiyle çevrenin en yüksek noktasıdır. Erzurum şehir merkezinin 1950 metreyi bulan yüksekliğinden ve kütle olarak bir sıradağ olmasından dolayı ülkemizin 3000 metrenin üzerindeki diğer dağları gibi heybetli görünmez. Ancak mitolojide bilhassa da Anadolu'da ki birçok efsânede ismi geçer.
Palandöken, kış mevsiminde kuzey yamacında barındırdığı kar miktarı, kalitesi ve Türkiye'nin en uzun pistine sahip olan kayak merkezi ile en gözde kayak merkezi unvanına sahiptir.
Teknik tırmanış açısından herhangi bir zorluğa sahip olmamasına rağmen kış mevsiminde diğer 3000'liklerde de olduğu gibi her türlü olasılık göz önünde bulundurularak, o şekilde teknik malzeme ile tırmanılmalıdır. Dağın bazı dik parkurları, yöresel olarak kışların aşırı sert geçmesinden dolayı tehlikeli olabilir. Erzurum şehir merkezinden 3271 m'lik zirveye giden en iyi ve en rahat yol kayak merkezinden geçer.
Erzurum şehir merkezine yaklaşık 4 km uzaklıkta olan 2100 m râkımdaki oteller mevkiinde her türlü ihtiyaç giderilebilecek imkânlar bulunmaktadır. Güvenlik açısından jandarma 24 saat görev yapmaktadır. Kamp için de bu mevkii idealdir. Devam eden karayolu ile daha yukarıda bulunan oteller mevkiine ulaşılır. Burası ise 2450 m yüksekliktedir ve bu seviyeden sonra telesiyej hattı tâkip edilerek sırt üzerinden zirveye ulaşılır. Diğer yol ise dağın güney yamacında bulunan Başköy köyünden zirveye ulaşılan yoldur. Bu rota da teknik bir tırmanış zorluğu içermez.
Palandöken Dağları'nın en yüksek noktası Büyükejder Tepesi olarak isimlendirilir. Burada, iletişim vericileri ve özel bir işletmeye ait kafeterya bulunmaktadır ve kayak sezonunda telesiyej vâsıtasıyla da zirveye ulaşılabilmektedir. Zirveden inen hat üzerinde, 2500 metre irtifâda Ejder Lifti'nin bitiminde de özel bir kafeterya bulunmaktadır.
Bunun yanında Palandöken Dağı ve Erzurum'da oluşturulan birçok tesis ve kayak merkeziyle 2011 Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları'na ev sahipliği yapmıştır.









18 Mayıs 2012 Cuma

ILGAZ DAĞLARI

ILGAZ DAĞLARI:
Ilgaz Dağları  Batı Karadeniz Bölgesi'nde bulunan sıradağlardır. Kuzeyinde Araç, Gökırmak, güneyde Ulusu-Devrez Çayı oluklarıyla çevrilmiştir. Ilgaz Dağları Filyos Irmağı'na dökülen Soğanlı Çayı'nın Boyalı Pazar'da meydana getirdiği dirsek yakınından başlayarak, doğuda Kızılırmak'ın kazdığı vadiye kadar devam eder. Batı-güneybatı ile doğu-kuzeydoğu yönünde kesintisiz olarak devam eder. Ilgaz Dağları'nın uzunluğu 140 ile 150 km olup genişliği 30 ile 40 km kadardır. Ilgaz Dağı'nın en yüksek doruğu Kastamonu'nun 30 km kadar güneyindeki Büyük Hacettepe'sidir(2587 m). Diğer yüksek tepesi ise orta bölümde olup, 2530 m yüksekliğindeki Çatal Ilgaz Tepesi'dir. Çok daha dik olan güney yamaçları Kuzey Anadolu fay sistemi ile boydan boya kesilen Ilgaz Dağları, kuzey ve güneydeki tektonik kökenli tersiyer havzalarını ayırır. Jeolojik yapısı karmaşıktır.

    Dağın güney yamaçları meşeliklerle kaplıdır. Kuzey yamaçlarının yüksek kısımlarında ise nem serinden hoşlanan kayın ağaçları, daha aşağılarda ise boyları 30-40 m'ye ulaşan ladin ve köknar ağaçları çoğunluktadır.

    Ilgaz Dağları'nın yıl boyu akışlı suları ve zengin bitki örtüsünün oluşturduğu şartlar, aşırı avlanmaya rağmen nesillerini devam ettiren geyik, karaca, ayı, yaban domuzu, kurt, tilki, tavşan, keklik gibi yabani hayvanlara uygun yaşama ortamı oluşturmaktadır.

    Yılın altı ayında karlarla kaplı olan Ilgaz Dağları, kış sporları imkanlarına da sahiptir. Ilgaz Dağı, kış sporları ve turizmi bakımından son dönemlerde önemini artmıştır. Yapılan tesisler ve oteller bunu sağlamıştır. Bu otellerden biri olan Ilgaz Doruk Otel'in de konaklama imkanlarıyla birlikte kayakçılar için mekanik tesisler ve pistler mevcuttur. Ilgaz dağı Doruk Mevkii'nin güney ve kuzey yamaçlarında yer alan ve birbirlerine çok yakın olan tesisler, Milli Park sınırları içerisinde kalmakta ve iki İlin insanlarının yanı sıra, başta Ankara olmak üzere çevre illerden gelenlere hizmet vermektedir.







BOLKAR DAĞLARI


BOLKAR DAĞLARI:
Bolkar Dağları Konya, Niğde ve İçel (Mersin) illerine yayılmış, en yüksek noktası 3.524 metre rakımlı, tektonik bir dağ sırasıdır. Vipera bulgardaghica adındaki zehirli yılan türü dünyada sadece bu dağda yaşamaktadır. Karacaoğlan şiirlerinde bu dağdan bahseder. (Yörü, behey Bulgar Dağı! Senden yüce dağ olma mı? Sende yaylayan güzelin, Yanakları ağ olma mı?)
Niğde ilinin Ulukışla ilçesi sınırları içerisinde yer alan Medetsiz zirvesi konum itibâriyle Ulukışla'nın 20 km kadar güneydoğu yönünde yer alır. Toros Dağları'nın Bolkar Dağları olarak isimlendirilen dağlık bölgesinin en yüksek doruğudur. Büyük bir sıradağ kütlesi üzerinde kalmasından dolayı çevresinde çok sayıda 2500 metreden yüksek tepeler vardır. Bu sebepten dolayı çok uzak mesâfelerden seçilmesi kimi zaman zordur.
Medetsiz Zirvesi, ismini aldığı güney yamacındaki kayalıkları ile güzel bir manzaraya sâhiptir. Aktoprak köyü sınırları içindedir. İklimsel ve coğrafi özellikleri bakımından Akdeniz iklimi ile karasal iklim arasında bir geçiş ikliminin özelliklerini göstermektedir. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı fazladır. Kışları soğuk ve yağışlıdır. Yüksek kesimlerde ve İç Anadolu'ya bakan Kuzey yamaçlarda yağışlar kışın kar olarak düşer. Yaz mevsiminde ise serin ve kurak bir hava hakimdir. Güney yamaçlar, Akdenizden gelen nemli havanın etkisiyle bol yağış alır. Güney yamaçlarda alçaktan yükseğe kızılçam, karaçam, sedir ve toros göknarı bulunur. Kuzey yamaçlar ise İç Anadolu karasal ikliminin etkisiyle bozkırla kaplı olmakla birlikte yer yer ardıç, alıç ve karaçam toluluklarına da rastlanmaktadır. Dağlar üzerinde birçok yayla yer alır.
Bolkar Dağları'nda yaz tırmanışları için en uygun zaman mayıs, haziran, temmuz aylarıdır. Medetsiz Zirvesi'ne ulaşmak için pek çok yol vardır. Mâden Köyü üzerinden tâkip edilen yolda Meydan Yaylası ve Koyunasagi geçidinden gidilerek dağın kuzey yamacı ile direk olarak zirveye ulaşılır. Bu yol, düşük seviyeli bir eğime sâhip olmasından dolayı herhangi bir teknik zorluğa sâhip değildir. Zirvenin güney yönü ise oldukça dik ve keskin bir şekilde alçalır. Çamlıyayla ilçesi ile İçel ve Tarsus tarafından ulaşım daha kolaydır. İlçeden tepenin arka tarafında kalan Olukkayagi Köyü'ne geçilir. Bu yol zirvenin güney yönüne tekâmül eder ve Elmalipinar mevkiine kadar araçla gidilebilecek kadar bir yol mevcuttur. Daha sonra bati yönünde kayalığın yanından geçilerek arka taraftan zirveye ulaşılır. Inköyü ise Olukkayagi'na gelmeden 5 km geride kalır ve Çamalan'dan ulaşmak daha kolaydır. Fakat Mâden Köyü dışındaki yollar kuzey yamaçlardaki yollara göre daha karışık olduğundan zirveye gidilen yol daha uzun sürer.
Medetsiz Zirvesi her mevsim şiddetli rüzgâra mâruzdur. Zirveden Hasan Dağı ve Aladağlar çok net bir şekilde görülebilir. Delimahmutlu yolu ise Olukkayagi Köyü ve diğer yollara göre çok fazla uzaktır. Ancak bu yol ise diğerlerine göre daha güzel ve eğlencelidir. Zirveye ulaşırken yaz mevsimlerinde su bulmak sıkıntı yaratsa da kış mevsimlerinde oldukça yoğun bir kar miktarına sahiptir. Fakat bu kar güney bölgesinden gelen oldukça yüksek sıcaklık değerlerine sâhip hava akımlarından dolayı yaz mevsiminin hemen basında erir ve sâdece kalker kayalık yapıların kıvrımlarındaki çukurluk kesimlerde bulunur. Zirve tırmanışı kuzey yollarından kolay olsa da güney kısımlarından son derece zor ve tehlikelidir. Zirvenin güneyinden görülen kısmi daha heybetli ve güzeldir. Kuzey yolu için kamp yeri dağın son düzlüğü veya Koyunasagi geçidi idealdir.






CANİK DAĞLARI

CANİK DAĞLARI:
Canik dağları Türkiye’nin Karadeniz bölgesinde Kızılırmak’ın aşağı kesimiyle Ordu yakınındaki Melet yarma vâdisi arasında uzanan dağlar. 1500-2000 metre yüksekliğinde, üstleri düz veya hafif dalgalı orta yükseklikte dağ sıralarıdır. Ordu’nun doğusunda denize dökülen Melet Suyu Vâdisini geçince kendisinden daha yüksek olan Giresun Dağlarından ayrılır. Batıya gittikçe yavaş yavaş alçalan ve Yeşilırmak yarma vâdisinin batısında 1500 metre yüksekliğe inen Canik Dağları, doğu ucunda yükseklikleri 2000 metreye ulaşan iki tepeye sâhiptir. Birbirine paralel giden ve Karadeniz’e dökülen birçok çay ve dere Canik Dağlarını derin bir şekilde yarmıştır. Güneyde kendisini sınırlayan Kelkit Vâdisine inen daha seyrek ve daha kısa sel yataklarıyla sarılmıştır. Canik Dağları kırıklı-kıvrımlı krater tortul tabakalarıyla yine bu devre âit volkanik tabakalardan meydana gelmiştir.

Canik Dağlarının iklimi Karadeniz dağ iklim tipi olup bol yağışlıdır. Yıllık yağış tutarı 800-1200 mm’yi bulur. Bu miktar doğuya doğru gittikçe fazlalaşır. Bitki örtüsü bakımından karmaşık bir görünüşü vardır. Alçak kesimlerde fundaklıklar ve tarlalar açılmış, yükseklerde de yer yer mer’alar meydana gelmiştir. Eskiden sık orman bölgelerinden meydana gelen Canik Dağlarının açılan tarlalarında mısırın yerini patates alır. Daha yükseklerde hayvan yetiştirme önemli yer tutar. Canik Dağlarının halkı çiftçi olduğu kadar balıkçıdır. Kıyı boyunda balıkçılık, nehir ağızlarında da hayvan besiciliği önemlidir. Dağların Karadeniz eteklerinde nüfus yoğunluğu yüksek olup Ordu, Samsun gibi şehirler ve Bafra, Çarşamba, Terme, Fatsa, Ünye gibi kasabalar sıralanır. Yamaçlarda ise evleri dağınık köyler vardır. Canik Dağlarının İç Anadolu’ya bakan tarafında ise geniş otluklar yer alır. Kıyı boyunda yetiştirilen ürünler tütün, fındık, mısır ve fasulyedir.

Canik Dağları, ikisi az önemli olan üç kara yoluyla kesilir. Bunlar Ordu-Koyulhisar, Ünye-Niksar, Samsun-Amasya yoludur. Üçüncü yol, önemli olup oldukça işlektir.






KÜRE DAĞLARI

KÜRE DAĞLARI:
Küre dağları yüksek düzlükler, dik eğimli yamaçlar üzerinde yer alan gür ormanlar, geniş ormaniçi çayırlıklar, olağanüstü uzun ve dik kanyonlar, düdenler, kayalık duvarlar, kireçtaşından oluşan anakayayı dikine keserek denize dökülen akarsular, tarla ve bahçelerden oluşan kırsal doku ve bununla bütünleşen kırsal yerleşim alanları… Türkiye’nin mağara ve kanyonlar açısından en zengin yerlerinden biri olarak kabul edilen Küre Dağları, batıda Bartın Çayı’ndan başlayarak Kızılırmak’a kadar, yaklaşık 300 km. boyunca uzanıyor. 
Dağların zengin habitat çeşitliliği, Karadeniz göknar–kayın karışık ormanları, saf göknar ve saf kayın ormanları, karışık yapraklı ormanlar, yalancı makiler, deniz ve kıyı habitatları, ormaniçi çayırlıklar, kayalıklar gibi çok sayıda bileşeni içeriyor. Bu ekosistem çeşitliliği içinde 675 bitki taksonunun yaşadığı biliniyor. Ancak uzmanlar gerçek sayının bundan çok daha fazla olduğunu tahmin ediyor. Küre Dağları 100 kadarı Türkiye’ye endemik bitki, 50 civarında da nadir takson barındırıyor. Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre, bölgede biri kritik olarak tehlikede olmak üzere (Astralagus kastamonuensis), 20 civarında nesli tehlike altında bitki taksonu bulunuyor. Küresel düzeyde 2  ve Avrupa düzeyinde 33 nesli tehlike altında bitki taksonu da, alanın uluslararası düzeydeki önemini ortaya koyan nedenler arasında. Küre Dağları, çok sayıda hayvan türü için sunduğu yaşam ortamları ile de biyolojik açıdan çok önemli bir alan. Vaşak (Lynx lynx), yaban kedisi (Felis sylvestris), susamuru (Lutra lutra), bozayı (Ursus arctos) ve ulugeyik (Cervus elaphus) gibi memeli türleriyle birlikte, bölgede Türkiye’de yaşayan 132 memeli türünün 30 kadarına rastlanıyor. Milli Park Tasarı Gelişme Planı’na göre, alanda 129 kuş türü yaşıyor ve bunun 46’sı tehdit altında.
TEHDİTLER
  • Son günlerde Milli Park çevresinde planlanan hidro elektrik santraller nedeniyle alan önemli bir baskı altında.
  • Yasa dışı avcılık, yaban hayatını tehdit ediyor.
  • Yukarı havzalardaki ormanlarda yapılan ağaç kesimi, sürdürülebilir olmayan toprak işleme metotları alanın doğal yapısını bozuyor.
  • Milli parkta yeni yolların açılması, kaçak ağaç kesimi gibi yasadışı faaliyetleri kolaylaştırıyor.
  • Bölgede orkide türleri yoğun olarak doğadan toplanıyor.
  • Özellikle ormanlık alanlarda ve su yataklarında açılan taş, kum ve maden ocakları hassas ekosistemleri tehdit ediyor.






YILDIZ DAĞLARI

YILDIZ DAĞLARI:
Yıldız Dağları Türkiye'nin Trakya bölgesinde Kırklareli, Tekirdağ, İstanbul illerinde ve güneydoğu Bulgaristan'da bulunan sıradağlar.
Yıldız Dağları, Trakya'nın Karadeniz kıyılarına paralel olarak, Bulgaristan'dan İstanbul iline kadar yaklaşık 300 kilometrelik bir dağ zincirinden oluşmaktadır. Bu zincirin en yüksek noktası Kırklareli ilinde bulunan yaklaşık 1.031 metrelik Mahya Dağı zirvesidir.
Kırklareli'nin kuzeybatı-güneydoğu yönündeki Yıldız Dağları'nın asıl ana noktalarını jeolojik yönden granit ve gnayslar oluşturur. Bunun üzerinde de kristalen yüzeyler yer alır. Orta yükseklikte bir dağ sırası olan Yıldız Dağları'nın en yüksek bölümü Kırklareli ile Demirköy arasındadır. Bu bölümdeki büyük ve küçük Mahya Dağları 1.031 m ye ulaşır. Kırklareli-Demirköy hattının kuzeybatısına doğru da yükselti azalır. Buradaki başlıca yükseltiler, Fatmakaya Tepesi (901 m), Sivritepe (851 m), Kaletepe (846 m), Dalyantepe (725 m), Bocalar Tepe (680 m), Karakoltepe (719 m), Yeltepe (618 m), Çavuştepe (726 m) ve Topkoru Tepe’dir (592 m).
Yıldız Dağları kuzeyden Karadeniz'e dökülen, güneyde de Ergene'ye ulaşan akarsularla parçalanmıştır.
İlin dağlık kesimini meydana getiren Kırklareli-Demirköy dışında kalan alanlar, Ergene Havzası’na doğru alçak platolara dönüşür. Bu platolar yer yer parçalanmış ve yarılmıştır.
İl topraklarının kuzeyinde yer alan platolar, Yıldız Dağları ile Karadeniz kıyı kuşağı arasında çeşitli yüksekliklerden meydana gelmiştir. Bu kesimde Limanköy Platosu ve Demirköy Platosu bulunmaktadır. Bunlardan Limanköy Platosu Karadeniz’e eğimli alanların kuzeydeki bölümüdür. Düz olan bu plato denize yaklaştıkça dik kayalıklara dönüşür. Bu plato kuzeyde Bulgaristan-Türkiye sınırını oluşturan Rezve Deresi ile ikiye bölünür.
Demirköy Platosu ise İğneada Havzası'nın batı ucunda yer alır. Granit bir yapı gösteren bu alan da Karadeniz’e açık olduğu gibi derelerle parçalanmıştır.
Güney platolar Ergene Havzası ile Yıldız Dağlarının yüksek kesimleri arasındaki yöreyi kaplar. Ergene Irmağı’nın kolları ile parçalanmış olan bu kesimde çok sayıda düzlükler bulunmaktadır. Aynı zamanda da derin vadilerle yarılmıştır.